WikiMini

Mustafa Barzani

Mustafa Barzani
مەلا مستەفا بارزانی
Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı
Görev süresi
16 Ağustos 1946 - 1 Mart 1979
Yerine geldiği Makam oluşturuldu
Yerine gelen Mesud Barzani
Kişisel bilgiler
Doğum Mela Mistefa Barzanî
14 Mart 1903(1903-03-14)
Barzan, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 1 Mart 1979 (75 yaşında)
Washington, DC, Amerika Birleşik Devletleri
Defin yeri Barzan, Kürdistan Bölgesi
Milliyeti Kürt
Akraba(lar) Neçirvan Barzani (Torun)
Mesrur Barzani (Torun)
Çocuk(lar) Ubeydullah Barzani (d. 1927)
Mesud Barzani (d. 1946)
İdris Barzani (d. 1944)

Molla Mustafa Barzani (Kürtçeمەلا مستەفا بارزانی - Mela Mistefa Barzanî), Kürt lider. Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin kurucusudur. 1946 yılından 1979'daki ölümüne kadar Kürdistan Demokrat Partisi'nin başkanı olarak siyaset yapmıştır. Bağımsız Kürt devleti görüşleriyle Kürt milliyetçiliğine önemli katkılar sunmuştur.[1][2] Mesud Barzani ve İdris Barzani'nin babasıdır.

Kadı Muhammed savunmalarında Kürdistan bayrağını, Mahabad Kürt Cumhuriyeti'nin savaş bakanlığını yapmış olan Mustafa Barzani'ye emanet ettiğini ve Mele Barzani'nin bayrağı her yerde dalgalandıracağını bildirmiştir.[3][4]

Mustafa Barzani, 1903 yılında Irak Kürdistanı'nda bir köy olan Barzan'da doğdu. Barzani henüz üç yaşındayken, aşiretinin başlattığı bir Kürt ayaklanmasının ardından kendisi ve ailesi Diyarbakır'a sürgün ve hapse gönderildiler. Babası, büyükbabası ve ağabeyi Abdülselam daha sonra başka isyanlar için Osmanlı makamları tarafından idam edildi.[5] 1919 yılında İngiliz işgalcilere karşı yürütülen isyana katıldı. 1931'de büyük abisi Şeyh Ahmed Barzani'nin başlattığı ayaklanmaya katıldı. Ertesi yıl Barzani aşiretinin lideri oldu. II. Dünya Savaşı sırasındaki karışıklıklardan yararlanarak 1943'te Bağdat yönetimine başkaldırdı. Ağustos 1945'te geniş çaplı bir ayaklanmaya dönüşen bu hareketin bastırılması üzerine aşiretiyle birlikte İran'a geçti.

Mahabad Cumhuriyeti Genelkurmay başkanıyken Mustafa Barzani (1946)

Mahabad Kürt Cumhuriyeti

[değiştir | kaynağı değiştir]

Ocak 1946'da, Sovyetler Birliği'nin desteğiyle İran sınırları içinde Azerbaycan Millî Hükûmeti ile birlikte kurulan Kürt Mahabad Cumhuriyeti'nin kuruluşunda önemli rol oynadı. Mahabad Cumhuriyeti, Sovyet askeri kontrolü altındaki Mahabad'da (kuzeybatı İran) Kürdistan Demokrat Partisi-İran lideri Kadı Muhammed tarafından ilan edildi. Barzani, Kürdistan Cumhuriyeti'nin Savaş Bakanı ve Kürt ordusunun komutanı olarak atandı. İran kuvvetleri Mahabad Cumhuriyeti kuvvetleriyle çarpışmaya başladığında, Mustafa Barzani, kuvvetleriyle İran tümenlerini yenilgiye uğratarak yetenekli bir komutan olarak ününü hızla artırdı; ilerleyen İran kuvvetlerine teslim olmayan veya iltica etmeyen birkaç kişiden biriydi.[6]

Mayıs 1946'da Sovyet birlikleri İran'dan çekildi ve Yalta Konferansı uyarınca Mahabad Cumhuriyeti'ne verilen tüm destek kesildi. Aynı yılın Aralık ayında Mahabad İran birlikleri tarafından ele geçirildi ve Mahabad Cumhuriyeti yöneticilerine sert cezalar uygulandı; Cumhurbaşkanı Kadı Muhammed, Mahabad kentindeki "Çarçıra" meydanında erkek kardeşi ve kuzeni ile birlikte halkın gözü önünde asıldı ve Kürtçe metinlerin bulunduğu çok sayıda kütüphane İran ordusu tarafından yakıldı.[7]

Mahabad Kürt Cumhuriyeti'nin kurucusu Kadı Muhammed savunmasında, Albay Rıza Niko Zade çantasından kırmızı, yeşil ve beyaz renkli, üzerinde orak-çekiç şekli olan bir bez parçası çıkararak Kadı Muhammed'e göstererek “bu senin hükümetinin bayrağı değil miydi” diye sorar ve bayrağa tükürerek ayaklarının altında çiğnemeye başlar. Kadı ona dönerek;[3]

“Birincisi, o Kürdistan bayrağı değildir. Bizim bayrağımızda orak-çekiç yoktur. İkincisi davranışın senin akılsız, idraksiz ve şuursuz bir kişi olduğunu göstermektedir. Emin olun sizin o bayrağı ayaklarınızın altında çiğnemeniz için elinize geçirmeniz mümkün değildir. Kürdistan bayrağı bir gün şu anda içinde beni yargıladığınız binanın tepesinde dalgalanacaktır. Ben Kürdistan bayrağını Mele Mustafa’ya teslim ettim. Mele Mustafa onu; dağdan dağa şehirden şehre, ülkeden ülkeye gezdirerek yine Kürdistan’ın yükseklerinde dalgalandıracaktır. Emin olun o gün gelecektir, çaresi yok bunun."

Sovyetler Birliği'ne Sürgün

[değiştir | kaynağı değiştir]
Mustafa Barzani, 1947

Barzani ve yandaşları Ermeni SSC'ye geldiler ve Nahçıvan yakınlarında bir kampa konuldular.[8] Sovyetler Birliği'ne kendilerine yardım etmesi için başvurduktan sonra Barzani ve yandaşları Azerbaycan SSC'sine nakledildi, Bakü yakınlarındaki ve çevresindeki kamplarda tutuldular. Barzani, Moskova'nın talimatıyla Kürtlere yardım etmesi söylenen Azerbaycan Komünist Partisi yetkilileriyle görüştü.

Kasım 1947'de Barzani, Kürtlerin Sovyetler Birliği'nde neler yapabileceğini görüşmek üzere Azerbaycan Komünist Partisi Birinci Sekreteri Mircafer Bağırov ile ilk kez bir araya geldi. Barzani'nin yandaşları askeri bir alay halinde örgütlendiler ve askeri taktik ve siyaset eğitiminin yanı sıra Kürtçe okuma ve yazma eğitimi aldılar.[9]

19 Ocak 1948'de Bakü'de, Irak ve İran Kürtlerinin bir araya getirildiği ve Barzani'nin Kürt hareketi için planlarının ana hatlarının çizdiği bir konferans düzenlendi. Bu, İran'ın Sovyetler Birliği'nden Barzani'yi ve yandaşlarını İran'a iade etmeyi talep etmesine neden oldu, ancak Sovyetler Birliği bunu reddetti. Barzani, Kürt hareketine yönelik farklı tutumu nedeniyle Bağırov ile sorunlar yaşadı. Lavrenti Beriya'ya bağlı olan ve bu bağlantı nedeniyle ağırlığı olan Bağırov'un kendilerine karşı hareket edeceği tedirginliği yaşayan Barzani, takipçilerinin Azerbaycan'dan nakledilmesini talep etti.[10]

Barzani ve diğerleri Ağustos 1948'de Özbek SSC'ye nakledildi, ancak Bağırov'un Barzani ile olan anlaşmazlıkları unutulmadı. Özbekistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Usman Yusupov'un güvencelerine rağmen, Bağırov'un Barzani ile olan rekabeti Özbekistan'a sıçradı ve Barzani'nin takipçilerinden ayrı olarak tutulmasına ve çoğunun ülke geneline dağıtılmasına neden oldu. Takip eden üç yıl boyunca, Barzani'nin yandaşlarından ayrı tutulması, onların yeniden birleşmelerini ve davalarının tanınmasını talep eden oturma eylemleri ve grevler düzenlemelerine neden oldu.

Barzani Moskova'ya çok sayıda mektup göndererek Josef Stalin'in kendisine ve takipçilerine daha iyi muamele edilmesini ve yeniden bir araya gelmelerini talep etti. Bu mektuplardan sadece biri Kremlin'e ulaştı ve kısa bir süre sonra Mart 1951'de Sovyet yetkilileri Barzani ve takipçilerinin endişelerini gidermek için soruşturmalara başladı. Komite, Barzani ve takipçilerine haksız muamele edildiğini tespit etti ve Ağustos 1951'de Sovyet hükûmeti, Barzani ve diğer Kürtleri yeniden bir araya getirerek Mustafa Barzani'ye Taşkent'te bir ikametgâh verdi, geri kalanlara Taşkent dışında küçük bir yerleşim yerinde evler verildi. Hepsine diğer Sovyet vatandaşlarına verilen iş, eğitim, öğretim ve sosyal hizmetler sağlandı.[11]

Barzani, Stalin'in ölümünden sonra, Sovyetlerin kendisine ve takipçilerine yardım etmeye devam etmesini sağlamak için 1953 yılının Mayıs ayında Georgi Malenkov ve Nikita Kruşçev gibi Sovyet figürleriyle görüştü. Kısa bir süre sonra, Sovyet yetkilileri Barzani'yi Moskova'da bir yurda yerleştirdi ve onu Parti Yüksek Okulu'na kaydettirdi.[11][12]

Barzani'ye Kızıl Ordu'da bir rütbe verildiğine dair söylentiler de yayıldı. Olayı yıllar sonra Yevgeni Primakov'a anlatan Barzani, 1951'de Taşkent'te bir Voentorg (askeri malzeme) mağazasından üniforma satın aldığını ve onu giyerken fotoğrafını çektiğini hatırlattı. Bu resim bir şekilde İngiliz istihbaratının eline geçti ve Barzani'nin Sovyet Kızıl Ordusu'na üye olduğu söylentilerinin kaynağı oldu.[12] Uzun yıllar SSCB'de yaşadığı için Kızıl Molla olarak da anılır.

Sürgündeyken Irak'ta kurulan Kürt Demokrat Partisi, 16 Ağustos 1946'da Bağdat'ta ilk kongresini yaparak Mustafa Barzani'yi başkan seçti. Parti daha sonra Ocak 1953'te Üçüncü Kongresi sırasında kendisini Kürdistan Demokrat Partisi olarak yeniden adlandırmıştır.[13] KDP, 1957 Kongresi'nde Marksist-Leninist bir çizgi benimsediğini açıkladıysa da, esas olarak Kürt milliyetçisi bir örgüt olmaya devam etti.

Irak'a Dönüşü

[değiştir | kaynağı değiştir]

Barzani, Abdülkerim Kasım'ın 1958'de Haşimi monarşisine son veren darbesinden sonra yeni başbakan Kasım'ın davetiyle Irak'a döndü. Irak'a döndükten sonra, Soğuk Savaş'ın Orta Doğu'daki karmaşıklığından yararlanarak, Bağdat'taki hükümetlere karşı pek çok kez bağımsızlık mücadelesine girişecek, şartlara göre Irak'ı istikrarsızlaştırmak isteyen KGB, CIA, Mossad, MI6 ve SAVAK'ın yanı sıra Bağdat yönetimiyle ihtilaf yaşayan Suriye ve Ürdün'den de destek arayacak ve çoğu zaman bulacaktı.[14]

Sürgünden dönüş ve Abdülkerim Kasım

[değiştir | kaynağı değiştir]
Mustafa Barzani ve Abdülkerim Kasım

Haşimi monarşisini sona erdiren Cumhuriyetçi 14 Temmuz darbesinin ardından Kürtlere daha fazla hak tanındı. 27 Temmuz 1958'deki geçici Irak anayasasına Kürtler ve Arapların aynı ulusun ortakları olduğu eklendi.[15] Ardından, birkaç Kürt yüksek askeri rütbelere atandı ve Barzani Irak'a geri dönmeye davet edildi. Ekim 1958'de Barzani ve yandaşları Sovyetler Birliği'nden döndüler ve Barzani hızla Kasım ile sıcak ilişkiler kurdu. Kasım, ülkedeki daha milliyetçi düşüncedeki Arap subaylar ve aydınların hatırı sayılır direnişiyle karşılaştığı için, Irak'taki güç mücadelelerinde Barzani'yi potansiyel bir müttefik olarak kullanmayı umuyordu. Tıpkı Kasım gibi Mustafa Barzani de, toprak reformu, siyasi konum ve Irak Komünist Partisi (IKP) gibi Irak'taki diğer partilerle yapılacak ittifaklar konusunda KDP içinde benzer zorluklarla karşı karşıya kaldı. Barzani, Ocak 1959'da Genel Sekreter İbrahim Ahmed'i devirip ve onun yerine komünizm yanlısı Hamza Abdullah'ı getirerek ve IKP ile bağları güçlendirerek KDP üzerinde hızla kontrol sağladı.

Barzani ve KDP, Mart 1959'da Musul'da Baasçıların ve diğer Arap Milliyetçilerinin ayaklanması sırasında, ayaklanmaya karşı savaşmak için şehre girerken, Komünistlerle birlikte Kasım'ın yanında yer aldı. Temmuz 1959'da Kerkük'te solcuların kışkırttığı kanlı bir ayaklanmanın ardından Abdülkerim Kasım, IKP'yi kınadı ve Barzani de, IKP'yi Kuzey Irak'ta bir rakip olarak görerek aynı şeyi yaptı. Barzani, IKP ile bağlarını kopardı ve İbrahim Ahmed'i eski konumuna getirdi ve KDP'nin Ekim 1959'daki dördüncü Kongresi sırasında Celal Talabani'yi politbüroya yükselterek KDP'nin IKP ile olan işbirliğine son verdi. Ahmed, IKP'den kopmayı memnuniyetle karşılarken, yine de Barzani'ye ve partiye yönelik politikasına dair şüpheleri vardı ve onun liderliğini eleştirmeye devam etti.[16]

Abdülkerim Kasım, zamanla Barzani'nin Irak Kürdistanı'nda artan gücünün, onu yabancı istihbarat unsurlarının Irak'ta istikrarsızlığı neden olabilecek olası bir muhalefet kaynağı haline getirmelerinden kuşkulanmaya ve endişelenmeye başladı. Kasım, 1960 sonbaharında aşiret anlaşmazlıkları yaratan Zebariler ve Harkiler gibi Barzanilerle uzun süredir rekabet halinde olanlara odaklanarak Kürt bölgesindeki aşiret bölünmelerinden yararlanmaya başladı. Ahmed ve Talabani gibi KDP içindeki diğer isimler Kürtler için herhangi bir özerklik yolunda ilerleme kaydedilmemesinden rahatsız olarak, parti yayınları aracılığıyla Kasım'a daha fazla muhalefet etmeye başladı. Abdülkerim Kasım 1961 başlarında Barzani'ye bağlanan maaşı kesti ve tanınmış ayrıcalıklarını kaldırdı; yılın büyük bölümünde Barzani ile Kasım arasındaki gerilim arttı. Kasım, Barzani'nin İngilizlerin Irak'ın Kuveyt'i ele geçirmesini engellemesi için kullanabileceği bir araç olabileceğinden şüphelenerek, Barzani'nin daha da güçlenmesini önlemek amacıyla hükûmet yanlısı aşiretlere gönderilen silah yardımını artırdı. 11 Eylül 1961'de Irak uçakları, bir askeri konvoya yapılan pusu sonrası Kürt bölgesini bombalamaya başladı ve 24 Eylül'de Kasım, KDP'nin kapatılması emrini verdi. Takip eden Aralık ayında Barzani ve KDP, Bağdat'la olan anlaşmalarını bozdu ve hükûmetle düşmanlık içine girdi.[17]

Barzani'nin, Bağdat yönetimine karşı ABD'den destek almaya çalışması, böyle bir hareketin KDP'nin savunduğu her şeye ihanet olduğunu düşünen birçok Iraklı ilericiyi ve IKP'yi kendinden uzaklaştırdı. Ancak Barzani, Peşmerge'yi etkin bir şekilde yönetmeyi başardı; Kasım 1961'de ve Mart 1962'de iki kez barış teklifinde bulunan -her ikisi de özerklik talep eden Barzani tarafından reddedildi- Irak ordusuna kayıplar verdirdi. Özerklik talebinin karşılanması, bu hamlenin imajını zedeleyeceğini bilen Kasım için mümkün değildi ve Barzani'nin isyanına karşı askerî harekât devam etti.[18]

1962'nin geri kalanında, Barzani'nin ayaklanması, Kasım'ın Bağdat'taki pozisyonunun giderek daha istikrarsız hale getirdi ve KDP'yi, Kasım'ın yerini alması en muhtemel iki grup olan Baasçılar ve Nasırcılarla görüşmelere yönlendirdi.

Askerî Hükûmetler Dönemi

[değiştir | kaynağı değiştir]

8 Şubat 1963'te Kasım'ı deviren ve idam eden bir askerî darbe gerçekleşti. Nasırcı Albay Abdüsselam Arif Irak'ın cumhurbaşkanı oldu ve Baasçı General Ahmed Hasan el-Bekir başbakan oldu.

Barzani'nin 1959'da Musul'daki ayaklanmayı bastırmadaki rolünü ve dış istihbarat teşkilatlarıyla olan temaslarını unutmayan yeni hükûmet Barzani'ye şüpheyle yaklaşıyordu. Mustafa Barzani ve yeni hükûmet arasındaki -Barzani'nin Irak'ın Kerkük ve Musul çevresindeki petrol sahalarının çoğunu içeren özerklik talebi- sonuçsuz kalan müzakerelerin ardından hükûmet Kuzey Irak'ta KDP'ye karşı harekete geçti. Ancak KDP'ye karşı gerçekleştirilen harekatın zorluklarla karşılaşması, Başkan Arif'e Kasım 1963'te iktidarı tamamen ele geçirerek, Baasçıları ulusal hükûmetten uzaklaştırmasına fırsat verdi.[19]

Başkan Arif, Barzani'ye hemen ateşkes teklif etti ve o da kabul etti. Barzani ve Arif arasında yapılan anlaşma, özerklik dahil edilmese de, hükûmet ile Kürtler arasındaki düşmanlığı sona erdirecekti. Bu noktada Barzani, Talabani ve Ahmed gibi KDP içindeki çeşitli grupların muhalefeti nedeniyle KDP'deki liderliğine odaklanmak zorunda kaldı. Yaşanan fikir ayrılıkları kısa süre içinde, Kürt toplumunun aşiret ve muhafazakâr unsurlarına önderlik eden Mustafa Barzani ile, Talabani ve Ahmed'in önderlik ettiği ilerici-solcu entelektüel kesimi arasında bölünmeye dönüştü. Ancak Barzani, Arif'le, kendisine Bağdat'tan para ve silah sağlayan antlaşmadan yararlanarak konumunu güçlendirdi.[20]

KDP'nin Temmuz 1964'te Kala Dizeh'deki altıncı kongresi sırasında Barzani, Talabani ve Ahmed'e karşı harekete geçti ve oğlu İdris'i Talabani, Ahmed ve destekçilerini kongreden çıkarmakla görevlendirdi. Barzani'nin hamlesi başarılı oldu ve parti içi muhalefetin İran'a kaçmasıyla KDP'nin kontrolü tartışmasız biçimde Barzani'de kaldı.[21]

KDP'deki gücünü güvence altına alan Barzani, Cumhurbaşkanı Arif'e özerklik talebini gündeme getirmesi, ikisi arasındaki ilişkileri hızla bozdu. Mart 1965'te Barzani ve Bağdat arasında başlayan düşmanlık Bağdat yönetiminin Barzani ve peşmerge ile savaşmak için yaklaşık 100 bin askerin konuşlandığı kuzey Irak'ta büyük bir askeri operasyon düzenlemesine neden oldu. Hükûmet, İran sınırından destek gören Barzani ve güçlerine karşı önemli bir kazanım sağlayamadığı için operasyon sonuçsuz kaldı. Savaş, Peşmerge'nin avantajına olan kış nedeniyle daha da karmaşıklaştı. Hükûmet, bölgedeki Kürtler arasındaki bölünmeleri yeniden kullanarak, KDP'nin Barzani ve yandaşlarıyla düşmanlığa giren Talabani-Ahmed hizbini desteklemeye başladı. Mart ayında Barzani'nin İran sınırına yakın karargahına yönelik büyük bir operasyon öncesinde, Cumhurbaşkanı Arif 13 Nisan 1966'da bir helikopter kazasında öldü.[21]

Arif'in ölümü Bağdat'ta bir iktidar mücadelesine yol açtı ve bu da Barzani'ye yeniden örgütlenmesi için zaman kazandırdı. Arif'in yerine cumhurbaşkanı olan kardeşi Abdürrahman Arif'in savaşı sürdürmeye karar vermesiyle operasyonlar yeniden başladı. Sivil başbakan Abdurrahman el-Bazzaz, askeri operasyonun sonuçsuz olduğunu düşünerek Barzani'ye KDP'nin bir takım taleplerini karşılayan ve "Bazzaz Deklarasyonu" adını taşıyan bir barış teklifi önerdi. Ancak Bazzaz'ın, Ağustos 1966'da görevinden istifa etmek zorunda kalmasıyla Bazzaz Deklarasyonu'nun uygulanacağına dair tüm umutlar boşa çıktı.[22]

Cumhurbaşkanı Arif, savaşın getirdiği sıkıntıların farkına vararak, Irak'taki kendi konumunu sağlamlaştırma amacıyla, o sonbaharda Barzani'yi ziyaret etmeye karar verdi. Barzani, savaşın o noktada Kürt halkına verdiği zararı kabullenerek Arif'in ateşkes teklifini kabul etti. KDP'nin o yıl Kasım ayında düzenlediği altıncı kongresinde KDP, Bazzaz Deklarasyonu'nun şartlarını kabul etmeye karar verdi ancak yine de özerklik için bastıracağını belirtti.[23]

Barzani, bu noktada büyük ölçüde Bağdat'tın kontrolünden çıkmış olan Irak Kürdistanı'ndaki gücünü pekiştirmeye devam etti. Barzani'nin giderek artan gücü, Altı Gün Savaşı (1967) nedeniyle askeri gücünün büyük bir kısmını hareket ettiremeyen Bağdat yönetimini rahatsız edecekti.[24]

1968 Baas Darbesi ve 1970 Barış Anlaşması

[değiştir | kaynağı değiştir]

Temmuz 1968'de ordu tarafından desteklenen Baas Partisi, Abdürrahman Arif hükûmetini devirdi ve Irak'ın kontrolünü ele alarak Ahmed Hasan el-Bekir'i tekrar iktidara getirdi. Baas, Irak'taki askeri operasyonların bedelinin ağır olduğunu fark ederek Kürt sorununu barışçıl bir şekilde çözmeye hazır olduğunun sinyalini verdi. Baas hükümeti başlangıçta Talabani-Ahmed fraksiyonu ile Barzani'yi devre dışı bırakan bir anlaşmaya varmayı umması Barzani'nin hükûmetle yeniden düşmanca ilişkiler içine girmesine ve Mart 1969'da Kerkük'ü bombalamasına neden oldu. Barzani'nin İran'dan yardım sağlama yeteneği yeni hükûmet için askeri çözüm konusunda sorun yarattı.[25]

Mayıs 1969'da hükûmet, Barzani ile müzakere etmeye istekli olduğunu belirtti ve o yılın Aralık ayında resmi müzakereler başladı. Barzani, Baas'ın hükûmetin Ahmed-Talabani fraksiyonu ile bağlarını koparmasını ve kendisini KDP içindeki tek güç olarak tanımasını talep etti. KDP adına Mahmud Othman ve hükûmet adına Saddam Hüseyin müzakereleri yürütürken, 11 Mart 1970'te nihai anlaşmaya varıldı. Anlaşmanın nihai şekline göre Irak hükümeti Kürt halkını tanıdı ve Kürt dilini Arapça ile birlikte Irak Cumhuriyeti'nin ikinci resmi dili olarak kabul etti. Ayrıca Kerkük, Hanekin ve diğer Kürt şehirleri hariç olmak üzere kuzey Irak'ta özerklik karşılığında Irak ordusunun Irak Kürdistanı üzerinde tam kontrolü sağlandı.[26]

Barış Anlaşmasının Çöküşü ve Sürgün

[değiştir | kaynağı değiştir]

Irak Hükûmeti, kuzey Irak'ta yeniden yapılanmaya ve özerk bir bölge için çalışmaya başladı, beş Kürt hükûmetteki alt düzey bakanlıklara atandı, Kürtleri IKP ile birlikte Ulusal Cephe'ye dahil oldu ve Barzani'ye Kürdistan Demokrat Partisi'ni yönetmesi için maaş verdi. İbrahim Ahmed ve Celal Talabani de KDP ile yeniden birleşti.[27]

Ancak, 1970'te yapılan antlaşmanın uygulanması için öngörülen dört yıllık süre içinde, Irak yönetiminin 1957 nüfus sayımını temel alan sınırlı bir kültürel özerklik planı sunması[28], Barzani'nin Bağdat'ı Kerkük gibi tartışmalı şehirlerde Kürtlerin nüfusunu düşürmek için Araplaştırmayı sürdürmekle ve gerçek bir özerk bölgeye bağlı kalmamakla suçlamasıyla ilişkiler hızla bozulmaya başladı. Eylül 1971'de Barzani'nin Haci Omeran'daki karargahında din görevlilerini kabul ederken suikast girişimine uğradı. Din adamlarının çantalarında bulunan patlayıcıların patlaması Barzani'yi öldürmedi, ancak toplantıya katılan diğer bazı kişilerin ölümüne neden oldu. Yaşanan kargaşada Peşmergeler içeri koşarak din adamlarını öldürdü. Din adamlarını taşıyan hükümete bağlı sürücülerin bir el bombası atarak suikasti devam ettirmeleriyle bir Peşmerge öldü, on iki kişi yaralandı. Barzani öldürülmek istense de olay yerinden ayrılmıştı.[29] Barzani, komploculardan herhangi birini sorgulanmak üzere yakalayamasa da, saldırıdan bizzat Saddam Hüseyin'in sorumlu olduğunu iddia etti.[30]

Baas'a hiddetlenen Barzani, İran sınırını kapatmayı reddetti; böylece, 1972 yılında Irak'ın Sovyetler Birliği'yle imzaladığı dostluk ve işbirliği antlaşmasıyla Suriye gibi Moskova'nın etki alanına girmesinden rahatsız olan ABD tarafından Barzani'ye yapılan silah ve malzeme yardımının devam edilmesi sağlandı. Aynı antlaşmadan sonra Moskova'dan aldığı silah desteği giderek azalan Barzani, buna karşılık ABD'ye ek olarak Irak ile anlaşmazlık hâlinde olan İran'dan da destek alarak yeniden silahlı mücadeleyi başlattı. İsrail de Irak'taki Baas hükümetini zayıflatmak umuduyla Barzani'ye desteğini artırdı. Bu hamleler Barzani ve kuvvetlerini güçlendirirken, KDP içindeki birçok şahsiyetin yanı sıra Irak'taki Kürt davasına sempati duyan solcuları Barzani'den uzaklaştırdı.[31] KDP'den ayrılanlar arasında, hareketten ayrılan ve Bağdat'taki rejimle işbirliği yapmayı tercih eden Barzani'nin kendi oğlu Ubeydullah da vardı.[32] 1973'ün büyük bölümünde Barzani, Bağdat'la yeni bir çatışma beklentisiyle peşmerge'yi yeniden inşa etmeye ve yeniden düzenlemeye başladı.[33]

Cezayir Antlaşması, Cezayir Devlet Başkanı Huari Bumedyen'in arabuluculuğunda Cezayir'de düzenlenen bir OPEC konferansı sırasında, 6 Mart 1975 tarihinde İran ve Irak arasında imzalandı ve böylece iki ülke arasında Şattü'l-Arap ve diğer sınır anlaşmazlıkları konusunda uzun süredir devam eden sorunlar sona erdi. ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger antlaşmayı, Ortadoğu'da istikrarın korunması ve Sovyetler Birliği'nin İran'ı istismar etme fırsatlarını engellemek için gerekli bir Realpolitik olarak gördü. Antlaşma, İran'ın Barzani'ye verdiği desteği sona erdirmesinin yanı sıra diğer ülkelerden gönderilen malzemelerin artık taşınmaması şartı koşuyordu. 23 Mart'ta, Cezayir Antlaşması'nın nihai şeklini almasından sadece birkaç gün sonra, Barzani, Bağdat yönetimiyle olan çatışmayı durdurdu ve takipçileriyle birlikte İran'a gitmek için Irak'tan ayrıldı. Ahmed ve Talabani, yandaşlarıyla birlikte Suriye'ye gitti ve Haziran 1975'te Kürdistan Yurtseverler Birliği'ni (KYB) kurarak Barzani ve KDP'yi "feodalist, aşiretçi, burjuva, sağcı ve kapitülasyoncu Kürt liderliğinin acizliği" olarak niteleyip eleştirdiler.[34]

Sürgün ve Ölümü

[değiştir | kaynağı değiştir]
Mustafa Barzani ve oğlu İdris Barzani'nin mezarları (sağda Mustafa Barzani, solda İdris Barzani)

Barzani ve ailesi, İran'ın başkenti Tahran'da Kerec'e yakın bir yere yerleştirildi. KDP, Irak'ta Baas'a karşı yenilgisinin karşısında kendini yeniden örgütlemeye çalışırken kaotik bir dönem yaşadı. Barzani ve yardımcıları, Sovyetler Birliği'nin Irak'taki yeni hükûmetle dostane ilişkilere girdiğini görerek ABD'den destek almaya devam ettiler. ABD, Barzani'nin kısa sürede fark ettiği gibi, Kürtleri yalnızca bir araç olarak gördüğünü ve Kürt milliyetçi hedeflerini ilerletmekle ilgilenmediğini göstermişti. Pike Komisyonu'nun bulguları bunu doğruladı ve CIA'in yalnızca Kürtlerin Irak'ı yıpratmasıyla ilgilendiğini, ancak Barzani'nin hırslarının peşinden gitmek gibi bir niyetinin olmadığını gösterdi.[35] Barzani, Şah'ın devrilmesini, Gerald Ford'un 1976 ABD başkanlık seçimlerindeki yenilgisinin ardından Henry Kissinger'ın gidişini ve Cezayir Anlaşmasına katılımlarından dolayı hareketini olumsuz yönde etkileyen isim olan Cezayir Devlet Başkanı Huari Bumedyen'nin ölümünü görecek kadar uzun yaşadı. Akciğer kanserini tedavi etmek için ABD'ye giden Barzani, 1 Mart 1979'da[36] Washington DC'deki Georgetown Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gördüğü sırada hayatını kaybetti. Cenazesi Amerika Birleşik Devletleri'nden geri gönderildikten sonra İran Kürdistanı'ndaki Uşnu'ya gömüldü.

Ekim 1993'te Barzani'nin cenazesi, memleketi Barzan'da yeniden gömülmek üzere İran'dan Irak Kürdistanı'na getirildi.[26]

Oğlu Mesud Barzani'ye devrettiği aşiretinin bağımsız Kürdistan hedefine ulaşması gerektiğini vasiyet etti. Oğulları Mesud ve İdris (ö. 1987), İran-Irak Savaşı'nın başlamasından (1980) sonra Irak'taki Kürt hareketini yeniden toparlamaya giriştiler. 1992'de Kürdistan Bölgesel Yönetimi tekrar ilan edildi ve 2003'te Saddam Hüseyin devrilince 2005 yılında Irak resmi olarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni tanıdı ve Irak'ın resmi dilini Arapçanın yanı sıra Kürtçe yaptı. Oğlu Mesud Barzani Mustafa Barzani hayatını kaybettiğinden beri Kürdistan Demokrat Partisi'nin liderliğini yapmaktadır ve 2005-2017 yılları arası Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başkanı olarak görev almıştır. Torunu ve İdris Barzani'nin oğlu Neçirvan Barzani, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin günümüzdeki başkanıdır. Diğer torunu ve Mesud Barzani'nin oğlu Mesrur Barzani ise Kürdistan Bölgesi'nin başbakanı olarak görev yapmaktadır.

Mustafa Barzani, Kürt milliyetçileri arasında yüksek bir konuma sahiptir ve Kürt milliyetçilerine örnek teşkil etmektedir. Kürtler tarafından Kürtlerin büyük yol göstericisi ve atası kabul edilip saygı duyulmaktadır.

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ ""Mustafa al-Barzani | Kurdish military leader | Britannica"". 13 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ "Kürt Milliyetçiliği". Argeşizm Tarih Akademisi. 2 Eylül 2021. 2 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2022. 
  3. ^ a b "Qazi Muhammed: Gözümün nuru Mele Mustafa Barzani". İlke Haber. 31 Mart 2016. 1 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2022. 
  4. ^ "'Bu kutsal bayrak tüm Kürdistan halkı için ebediyen gurur kaynağı olacak'". www.rudaw.net. 19 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2022. 
  5. ^ Lawrence, Quil (2008). Invisible nation : how the Kurds' quest for statehood is shaping Iraq and the Middle East. 1st U.S. ed. New York: Walker & Co. ISBN 978-0-8027-1611-8. OCLC 173240096. 
  6. ^ McDowall 2005, pp. 241–243
  7. ^ Hussein Tahiri: The Structure of Kurdish Society and the Struggle for a Kurdish State, Costa Mesa 2007, Mazda Books. pp.93 ff
  8. ^ Barzani, Massoud, and Ahmed Ferhadi (2003). Mustafa Barzani and the Kurdish Liberation Movement, 1931–1961. New York: Palgrave Macmillan. p. 135. ISBN 978-0-312-29316-1.
  9. ^ Barzani 2003, p. 136
  10. ^ Barzani 2003, pp. 136–138
  11. ^ a b Barzani 2003, pp. 143–144
  12. ^ a b Primakov, E. M. (2009). Russia and the Arabs : behind the scenes in the Middle East from the Cold War to the present. New York: Basic Books. ISBN 0-465-01997-8. OCLC 646830260. 
  13. ^ McDowall 2005, pp. 296–297
  14. ^ Quil 2008, p. 15
  15. ^ Ghareeb, Edmund; Ghareeb, Adjunct Professor of History Edmund (1981). The Kurdish Question in Iraq (İngilizce) (1st bas.). Syracuse University Press. s. 38. ISBN 0-8156-0164-6. 19 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2022. 
  16. ^ McDowall 2005, s. 305
  17. ^ McDowall 2005, pp. 308–310
  18. ^ McDowall 2005, pp. 311–312
  19. ^ McDowall 2005, pp. 314–315
  20. ^ McDowall 2005, p. 316
  21. ^ a b McDowall 2005, p. 317
  22. ^ McDowall 2005, pp. 318–319
  23. ^ McDowall 2005, p. 319
  24. ^ Quil 2008, p. 20
  25. ^ McDowall 2005, s. 326
  26. ^ a b Korn, David (1994-06). "The Last Years of Mustafa Barzani." Middle East Quarterly. Retrieved 2006-11-15.
  27. ^ McDowall 2005, p. 329
  28. ^ Turan Yavuz, ABD'nin Kürt Kartı, Milliyet Yayınları, 1. Baskı: 1993. ISBN 975-506-113-4
  29. ^ Quil 2008, p. 22
  30. ^ Primakov 2009, p. 334.
  31. ^ McDowall 2005, pp. 331–332
  32. ^ Iraq, a country study. Helen Chapin Metz, Library of Congress. Federal Research Division. [Whitefish, MT]: Kessinger Pub. 2001. ISBN 1-4191-2671-7. OCLC 56371769. 
  33. ^ McDowall 2005, p. 335
  34. ^ McDowall 2005, s. 338
  35. ^ United States. Congress. House. Select Committee on Intelligence (1992). The unexpurgated Pike report : report of the House Select Committee on Intelligence, 1976. Gregory Andrade Diamond. New York: McGraw - Hill. ISBN 0-07-016728-1. OCLC 25135539. 
  36. ^ Mango, Andrew (2005). Turkey and the war on terror : for forty years we fought alone. Londra: Routledge. ISBN 0-203-68718-3. OCLC 62325867. 

Konuyla ilgili yayınlar

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • Ferhad Ibrahim, Zwischen Stammestradition und Nationalismus., Bahman Nirumand: Die kurdische Tragödie. Hamburg 1991
  • David McDowall, A Modern History of the Kurds. London 1996
  • Necefkuli Pısyan, (Çev: Evdila Piştderî), Kanlı Mahabad'dan Aras'ın Kıyılarına, Avesta, İstanbul, 2001, ISBN 975-7112-51-8

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]