WikiMini

Harput

Harput
Խարբերդ
Kharpert
Harput Kalesi
Harput Kalesi
Türkiye üzerinde Harput
Harput
Harput
Türkiye'deki konumu
KonumElazığ
Bölge-Asya Eyaleti, Roma
-Mamuret-ül-Aziz Vilayeti, Osmanlı
Rakım1.250 m (4.101 ft)
TürYerleşim
Tarihçe
Devir(ler)Antik Çağ ve Orta Çağ
Kültür(ler)Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu, Osmanlı
Sit ayrıntıları
Kamusal erişimAçık
Harput'un eski bir resmi. Kalenin güney yamacındaki bu yerleşim yerleri günümüzde yok olmuştur.
Harput'un eski bir resmi
Harput'ta bir Ermeni düğünü.

Harput (ErmeniceԽարբերդ Harpert), Elazığ'da bulunan bir antik kenttir. MÖ 20. yüzyıldan beri yerleşimin bulunduğu Harput, tarih ve kültürüyle adeta Yukarı Fırat bölgesini temsil eder. İslam hakimiyeti öncesi ve sonrasında pek çok medeniyete ev sahipliği yapan şehir bu medeniyetlerden günümüze ulaşan eserleriyle açık hava müzesi gibidir ve önemli bir turizm merkezidir. Harput, 2018 yılında UNESCO Kültür Mirası Geçici Listesi'ne girmiştir.

Harput, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde Elazığ şehir merkezinin 8. km. kuzeyinde bir plato üzerinde yer alır. Güney cephesi yalçın kayalıklarla kesilmiş denizden 1450 metre yükseklikteki Harput'un kurulduğu platonun batısında Kuzova, doğusunda Uluova, güneyinde Elazığ Ovası ve kuzeyinde ise bugün büyük bir kısmı Keban Baraj Gölü'nün altında kalan Murat Nehri Vadisi bulunmaktadır. Harput, bu konumu ve yakınındaki su kaynakları sayesinde asırlarca önemli bir ticaret merkezi olmuştur.

Harput adının kaynağı tartışmalıdır. Strabon’un bahsettiği Sophene bölgesindeki Karkathiokerta’nın Harput olduğu, hatta isminin de buna dayandığı ileri sürülmüştür. Ayrıca 4. yüzyılda Persler tarafından ele geçirildiğinde buradan Ziata Castellum şeklinde söz edildiği, bununda Arapça’ya Hısnıziyad şeklinde geçtiği bilinmektedir. Çivi yazılı Asur tabletlerinde rastlanan Karpata ile buranın kastedildiği de düşünülmüştür. Bizans kaynaklarında Kharpote ve Frank tarihçilerin eserlerinde Quartapiert şeklinde geçmektedir. Evliya Çelebi ise, Osmanlı kayıtlarında burasının “Hasan Ziyad ülkesi” diye yazılı olduğunu kaydeder. Osmanlı devrine ait diğer kaynaklarda ve belgelerde Hartabird, daha yaygın olarak da Harpurt veya Harpurd imlasıyla görülür. Ancak 19. yüzyıldan itibaren resmi yazışmalarda halk arasındaki Harput telaffuzu benimsenmiştir.

Harput Yollarında isimli dört ciltlik eser yazan İshak Sunguroğlu, Harput adının kökeninin "Har-pu-ta-va-nas" veya "Har-pu-ta-aş" kelimelerinden türediğini, bu kelimelerin ise "Ga-ar-ba-ta" veya "Har-pu-ta-aş" adlı bir tanrı/tanrıça veya lider adından gelme olabileceğini belirtirse de, bu isimlerin nerede yer aldığını ve hangi kültüre ait olduğunu belirtmez. Bütün bu açıklamaların aksine Nurettin Ardıçoğlu, Harput'un en eski adının "Carcathiocerta" olduğunu belirtirken; "Carcath=şehir", "Certa=kale" anlamlarını koyarak, Carcathiocerta/Karkathiokerta adının "Şehir kale" anlamına geldiğini söylemektedir.

İleri sürülen bir tez daha, Harput isminin Ermenice kar ("kaya") ve berd ("kale, hisar") kelimelerinden oluştuğu ve "kayalıklarla çevrili kale" anlamına geldiği tezidir.[1] Bazıları ise bu ismi Hurri dilinde "yol" veya "yolculuk" anlamına gelen har/khar kelimesiyle ilişkilendirmişlerdir. Nicholas Adontz, Asur çivi yazısı yazıtlarında adı geçen ve daha sonra Hartberd ve Harberd olarak geliştiği varsayılan bir şehir olan Kharta ile bir bağlantı önerir. Önerilen bir diğer etimoloji ise bunun Hitit ve Hurri tanrıçasının adıyla bağlantılı olduğunu ileri sürmektedir. Kharbed bazen Ermenistan Krallığı'nın Sophene eyaletinin Hanzit (Antzitene) vilayetinde bulunan Hoṛeberd kalesiyle özdeşleştirilir; bu görüşe göre Kharberd, Horeberd isminin bozulmuş halidir (Hoṛeberd-Khoreberd-Kharberd şeklinde geliştiği öne sürülür).

Arapça kaynaklar, Harput'u "Ziyad'ın kalesi" anlamına gelen Süryanice Hesna'd-Ziyad'dan türetilen Hisni Ziyad olarak adlandırmıştır. Ortaçağ coğrafyacısı Dimaşki, Hartbirt'in şehrin adı olduğunu, Hisn Ziyad'ın ise antik kaleye atıfta bulunduğunu yazmıştır.

Net ve bilimsel olmayan bu isim kökeni açıklamaları ile birlikte, tarihsel gelişim sürecinde Harput kenti; çeşitli kaynaklarda Hartabert/Hartabird/Khartabirf, Haratparat, Hısn-ı Ziyad/Hisn Ziyad/Hısn Zait/Hesna de Ziyad, Zaid/Zait, Ziata Castellum, Karkathioker-ta/Carcathiocerta, Hasan Ziyad, Kharpot/ Kharpote/ Kharpeta/ Karpata", Quartapiert/Quart-Piere, Harputaş, Kharpert/ Kharberd/ Karbed/ Harberd/ Garpert/ Harbert/ Hoiberd, Harpote, Kharput/Karput, Hayr al-buyut, Harputauanas, Harpurt/Harpurd, Hartpirt/ Hargirt/ Harbit/ Harbirt/ Harbid/ Harbut, Herburt/ Herbrut/ Herput/ Herprut, Handzit/Hinzit, Ilüsnüziyad gibi adlarla anılmıştı.

Bu isimlerin pek çoğu birbirine benzer. Özellikle "Har", "Her" veya "Khar" kökenli isimler, tek grupta bir araya gelebilir. Hatta biraz zorlamayla "Quar" köklü isimleri de bu gruba eklemek mümkündür. "Hısn-ı Ziyat/ziyad" ve "Ziata Castellum" isimlerindeki "Ziyat/ziyad/ziata" kelimeleri, "kale" anlamına gelen "Castellum" ve "Hısn" kelimeleri ile birleşerek, "Ziyad kalesi" anlamında kullanılmıştır. Üç kaynakta rastlanılan "Hasan Ziyad" ismi ise, olasılıkla "Hısn-ı ziyad" dan bozularak kullanılmış olmalıdır.

Bütün bu isimler dışında olup, en farklı isimleri oluşturan "Carcathiocerta / karkathiokerta", Sophane bölgesinde bir kent adı olarak anılsa da"; bunu kanıtlayacak verilerimiz yoktur. "Hayr al-buyut" ve "Handzît/Hinzit" isimlerinin kökeni anlaşılamamıştır. "Hüsnü ziyad" adı ise, Muaviye Döneminde Harput'ta valilik yapan "İbni Ziyad"a bağlanmaktaysa da, konuya ilişkin net bilgi bulunmamaktadır.

Türk hakimiyeti öncesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Harput, "Uluova"'[2] denilen Elâzığ Ovası'na hakim noktada, savunmaya elverişli ve işlek yollar üzerinde, güneyi yalçın kayalıklarla kesilmiş bir tepe üzerinde bulunmaktadır.

Harput ve çevresinde yapılan kazı ve araştırmalara göre ilk yerleşim Kaba Taş Devri'ne kadar inmektedir. Karasu, Arabkir ve Murat Nehri vadilerindeki kayalık tepelerde Kaba Taş Devri; Elazığ-Pertek arasında Karataş adı verilen büyük bir yeraltı kaya sığınağında, Erken Tunç, Bakır Çağı ve Geç Kaba Taş Devri çağlarına ait çakmak taşı ve obsidyen çakmak taşından yapılmış aletler ile el baltaları bulunmuştur.[3]

Tarihçi Hakob Manandian, Harput'un Tunç Çağı Hayasa-Azzi konfederasyonunun ana kalesi olan Ura'nın yeri olduğuna inanıyordu.

Buraya yerleşen bilinen ilk medeniyet MÖ 2000 yıllarında Hurriler olmuştur. Hurriler, İran'ın batısından Doğu Akdeniz'e kadar olan bölge içinde yayılmışlar, MÖ 2. bin yılda ise en güçlü zamanlarına ulaşmışlardır.[4]

Hurriler'den sonra bölge Hitit hakimiyeti altına girmiştir. Hititler'in 'İşuva' adını verdiği bölge içinde Harput, Hitit tabletlerinde 'Karpata' olarak geçer. Çok uzun sürmeyen Hitit hakimiyetinden sonra MÖ 9. yüzyıldan itibaren Harput, Doğu Anadolu Bölgesi'nde hakimiyet kurmaya çalışan Urartular ve Asurlular arasında birkaç kez el değiştirmiş, nihayetinde üstün gelen Urartular 'Supani' adını verdikleri Harput'ta uzun süre hüküm sürmüştür. Harput Kalesi'nin Urartuların hakimiyeti zamanında yapıldığı bilinmektedir.

MÖ 6. yüzyılın başlarında Sasani kralı II. Şapur, Harput'un da içinde bulunduğu bölgeyi ele geçirdi. MS 379 yılında Roma imparatoru Valens zamanında Harput Roma hakimiyetine girdi. Romanın bir sınır kalesi olan Harput, birkaç kez Partlar'ın eline geçse de Roma hakimiyeti bu devletin yıkıldığı MS 395 yılına kadar sürmüştür. Harput Roma'nın parçalanmasından sonra Bizans devletinin eline geçmiş, Ziata adını verdikleri kale 518 yılına kadar Bizans ile Sasani devleti arasında sürekli el değiştirmiştir. Klasik dönemde Harput; Sophene Krallığı'nın, daha sonra da Ermenistan Krallığı'nın Sophene Eyaletinin bir parçasıydı.[5] Bazı bilim adamları buranın Sophene Krallığı'nın ilk başkenti olan Carcathiocerta bölgesi olduğunu düşünüyor.

640 yılında, Halife Ömer döneminin sonlarında Müslüman Araplar'ın Şam ordusu tarafından alınan kaledeki Arap hakimiyeti 11. yüzyıla kadar sürmüştür. Kale 930-980 arasında Hamdaniler ve Büveyhogulları'nın hakimiyeti altında kaldı. 980-1085 yılları arasında ise Mervaniler kaleye sahip oldu. Bu yıldan sonra ise Çubukoğulları Beyliği kaleyi alarak Türk hakimiyetini başlatmıştır.

Harput panoraması, 1909

Türk hakimiyeti

[değiştir | kaynağı değiştir]

Çubukoğulları Beyliği

[değiştir | kaynağı değiştir]

Harput ve çevresine ilk Türk akınları, 1071 yılındaki Malazgirt Muharebesi'nden önce başlamıştır. Fakat bölge üzerinde üstünlüğünü korumaya çalışan Bizans devletinin zayıflaması 1071'den sonra olmuştur. Bizans'ın çekildiği bölgedeki otorite zayıflığından faydalanan bir Türk beyi olan Çubuk Bey 1085 yılında Çubukoğulları Beyliği'ni kurmuştur. Çubuk Bey, Selçuklu Devletine bağlı bir askerdi ve Diyarbekir fethinde büyük başarılar gösterdi. Buna karşılık kendisine Harput bölgesi ikta olarak verildi. Çubuk Bey bu bölgeye geldiğinde bölge Ermeni asıllı Bizans generali Philaretos Brachamios'un kontrolü altındaydı ve nüfusu muhtemelen Ermeni ve Süryanilerden oluşuyordu.[6] Çubuk Bey daha sonra bu bölgede önemli bir kaleyi daha aldı ama kalenin adı kaynaklarda yer almaz. Çubuk Bey'in beyliginin merkezi günümüzde Elazığ Ovası'nda (Uluova) bulunan Tilenzit (Doğankuş) köyüdür. Beyligin sınırları tam belli değildir. Harput ve Elazığ Ovası (Hanzit) kesin bu beylige bağlıydı, ayrıca Palu ve Mazgirt'in de buraya bağlı olduğu bellidir.

Harput Artukluları

[değiştir | kaynağı değiştir]

Selçukluların emrinde bir Türkmen beyi olan Artuk Bey, 1102 yılında Diyarbakır çevresinde Artuklu Beyliği'ni kurmuştur.

1113 yılında onun torunu olan Balak Gazi olarak bilinen Belek bin Behram, Palu üzerine yürüyerek burayı merkez yaparak Harput'u Çubukoğulları'nın elinden aldı. Hakimiyet alanını kuzeyde Erzincan'a kadar genişleten Balak Gazi, güneyde bir yandan da Haçlı seferlerinden sonra Urfa yöresinde kurulan Hristiyan kontluğuyla da mücadele etmiştir. Haçlılarla mücadeleden sonra Halep'e kadar ilerleyen Balak Gazi 1124 yılında savaşta ölünce Harput, 1184 yılına kadar Artuklu beylerinin yönetiminde kaldı. Ulu Cami bu dönemde inşa edilen en önemli Artuklu eseridir. Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed'in ölümü üzerine oğulları hâkimiyet mücadelesine girdi. İmadeddin Ebu Bekr, Harput ve çevresine hakim olarak, bburada beyliğini ilan etti. İmadeddin Ebu Bekr 1204 yılında ölünce yerine Nizameddin İbrahim geçti.

Nizameddin İbrahim'in ölümünden sonra Artuklu beyleri Eyyübiler'le ittifak kurdu ve onların himayesine girdi. Bu ittifaktan rahatsız olan Alaeddin Keykubat, 1234 yılında Harput'a komutanı Kemaleddin Kayar'ı gönderdi. Kemaleddin Kayar Eyyubilerin desteğindeki kaleyi kuşatarak aldı. Bu muharebe ile Artuklu Beyliği'nin Harput kolu sona ermiş oldu.

Artuklu sonrası

[değiştir | kaynağı değiştir]

1244 yılında ise şehir Moğol istilalarında harap oldu. 14. yüzyılın ortalarına kadar İlhanlı devletinin hakimiyetinde kalan Harput, daha sonra Dulkadiroğulları'nın, Akkoyunlular'ın, Safeviler'in eline geçmiştir.

Safevilerin, Osmanlı'nın doğu sınırlarına yaptığı akınlar ve Şiileştirme faaliyetleri nedeniyle Yavuz Sultan Selim 1514 yılında doğu sınırı üzerine sefere çıkmıştır. 23 Ağustos 1514 yılında yapılan Çaldıran Muharebesi'ni kazanan Osmanlı ordusu doğu sınırlarını güvenceye aldı. Bu muharebeden sonra Osmanlı ordusu, 26 Mart 1516'da Harput Kalesi'ni kuşattı ve kale Osmanlı hakimiyetine girdi.[7]

Harput, bu tarihten sonra 19. yüzyıla kadar Diyarbekir Eyaleti'ne bağlı bir sancak merkezi olarak kaldı. 1834'te ıslah hareketleri için gönderilen Mehmed Reşid Paşa, eskisine göre önemini kaybetmiş sancak merkezini ovada yeni kurulan 'Mezre' isimli yerleşim yerine taşımıştır. Mezre adı daha sonra dönemim padişahı Abdülaziz'e ithafen Mamüratü'l Aziz, daha sonra söylenişi kolay olduğu için Elaziz, Cumhuriyetten sonra da Elâzığ olarak değiştirilmiştir.

Harput Ermenileri

[değiştir | kaynağı değiştir]
Bakkal Hovhannesin dükkânı, Harput.
Ermeni Kırımı sebebiyle Harput'lu Ermeniler, Harput'u terk ederken. Mart, Haziran 1915.

Harput Ermenileri muhtemelen MÖ 5. yüzyılda Perslere bağlı Ermeni satrapları yönetimi sırasında kente geldiler. Daha sonra burada kurulan Sophene Krallığı zamanında önemli bir Ermeni nüfusu şehire yerleşti. Asırlarca Harput'ta kendi kültür ve geleneklerini yaşattılar. Şehir 1085 yilinda Çubukoğulları zamanında Türk hakimiyetine girdi. O yıldan beri Ermeni halkı Türk hakimiyetine karşı herhangi bir saldırgan tavır içinde olmadı, yüzyıllarca süren Türk hakimiyeti sırasında da Türklerin Ermenilerin yaşam, gelenek ve kültürlerine karistigina dair tarihi kayıtlar yoktur. Kentin gelişiminde büyük katkıları oldu ve Harput mimarisine birçok katkıda bulundular. 1895 yılından sonra yükselişe geçen Ermeni milliyetçiliği Harput'ta da silahlı çatışmalara sebep oldu. Temmuz 1915 yılında Harput Ermenileri şehirden çıkarılarak Suriye'ye sürüldü. Tarihi kaynaklarda bu sürgün sırasında pek çoğunun öldürüldüğünü belirtir.

Harput' da karasal iklim egemen olup, kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçmektedir. Rakımı (1250m) sebebiyle, ovada bulunan Elâzığ merkezine nispeten daha soğuktur.[kaynak belirtilmeli]

Elazığ'a havayolu ile gelen gezginler havaalanından şehir merkezine Havaş veya özel taksilerle ulaştıktan sonra Harput'a karayolu ile her yerden rahat ulaşım sağlanır. Elazığ Belediyesi saat başı otobüs seferleri düzenlemektedir. Ayrıca özel minibüsler de Harput'a sefer düzenlemektedir.

Adana üzerinden Elazığ'a demiryolu ulaşımı da mevcuttur.

Özel araçla Elazığ şehrine girdikten sonra Harput yazılı yön tabelalarını takip ederek Harput'a ulaşabilirsiniz.

Kalenin kuzey yönünden görünümü
Ulu Caminin eğri minaresi. Bu minare nedeniyle camiye 'Eğri Minareli Cami' de denmektedir.
Buzluk Mağarası
  • Harput Kalesi (MÖ 7. yüzyıl)
  • Kale dışında bulunan kale hamamı
  • Kale içinde bulunan kale zindanı
  • Dabakhane Mescidi
  • Meryem Ana Kilisesi (5. yüzyıl)
  • Surp Hagop Kilisesi
  • Surp Garabet Kilisesi (Kızıl Kilise)
  • Hoca Hasan Hamamı (17. yüzyıl)
  • Ulu Camii (1157)
  • Alacalı Camii (1203)
  • Esadiye Camii (13. yüzyıl)
  • Sarahatun Camii (1465)
  • Kurşunlu Camii (1740)
  • Meydan Camii (16. yüzyıl)
  • Ahmet Bey Camii
  • Ağa Camii
  • Mansur Baba türbesi (12. yüzyıl)
  • Ahi Musa türbesi (1185)
  • Arap Baba türbesi (1280)
  • Fatih Ahmet Baba türbesi (1313)
  • Anguzu Baba türbesi
  • Zahiri Baba türbesi
  • Buzluk Mağarası
  • Harput Müzesi: Müzede Elazığ ve Harput civarında bulunan tarihî eserler sergilenmektedir. Bunlar arasında kitabeler, İçme Höyüğü buluntuları ve çeşitli etnografik eserler yer almaktadır. (Nisan 2003'te kapatılmış olup 2008 yılı itibarıyla hâlen kapalıdır. Son zamanlarda tamamen yıkılması gündemdedir.)
  • Şefik Gül Kültür Evi: Elazığlı iş insanı Şefik Gül'ün kendi adına restore ettirdiği Şefik Gül Kültür Evi, Ulu Caminin bitişiğinde halkın ziyaretine ücretsiz olarak açık tutulmaktadır.
  • Harput Konağı: Son yıllarda ayağa kaldırılan yapılardandır. Butik Otel, lokanta, şark köşelerinden oluşmaktadır. Yörenin kültürünü yansıtması açısından önemlidir.
  • Meteris Mezarlığı, yörede tanınan pek çok evliya türbeleri bu mezarlıkta yer almaktadır.

Yöre mutfağı

[değiştir | kaynağı değiştir]
Dilber dudağı adı verilen tatlı

Elazığ-Harput mutfağı yörenin özelliklerine bağlı olarak çok büyük çeşitlilik ve zenginlik gösterir. İlin kendine has ve kendi ismiyle anılan pek çok yemeği vardır. Bu yemekler Türkiye'nin birçok yöresinde Elazığ yemeği olarak yapılmaktadır. Kellecoş, İşgene, Harput köfte, içli köfte, taş ekmeği, peynirli ekmek (peynir ve şeker), patile, fodula, gömme, ufalama, sırrın, keşkek, tahana, orcik, dut pekmezi, tulum peyniri, şavak peyniri, söğürtme, ışkın, pirpirim, Heside, Gaygana, Pestilli Yumurta, çiğ köfte, Dolangel, Kalbur Hurması, dilber dudağı, Elazığ'a has yemek ve tatlılara örnek olarak verilebilir.

Yöreye ait üzüm ve cevizden yapılan orcik ve pestil, tulum peyniri, dut unu, çedene kahvesi veya lezzetli buzbağ şaraplarından, el sanatları ürünleri, iğne oyaları, yerel halılar, kilimler, bakır ve yemenilere.

Zengin bir folklor çeşitliliğine sahiptir

Türkiye'de en çok bilinen çayda çıra oyunu mumla oynanan Elâzığ iline has bir oyundur. Bu oyun Dünya da "mumlu dans " olarak tanınır. Ayrıca Elâzığ halayı, temirağa, avreş, nure, keçike, ağır halay, delilo... yine Elâzığ'a has oyunlardır. "Dil Folkloru Açısından Harput Ağzı" adında yayınlanmış bilimsel bir kitabı bulunan ünlü folklor araştırmacısı ve müzik sanatçısı Fatih Kısaparmak da, aslen Harputludur.

Ünlü Harputlular

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • İshak Sunguroğlu, Harput Yollarında
  • Nureddin Ardıçoğlu, Harput Tarihi
  • Tarihi Kentler ve Ermeniler: Harput, Richard G. Hovannisian, 2017, Türkçe çeviri Zulal Kılıç
  • Ermeni İsyanı ve Harput Ermenileri, Ramazan Demir
  • The German, the Turk and the Devil Made an Alliance: Harpoot Diaries, 1909-1917, Tacy Atkinson, ISBN 9781909382305
  • Davis L. A., The Slaughterhouse Province. An American Diplomat's Report on the Armenian Genocide, 1915–1917, ed. by Susan X. Blair, N.Y., 1989
  • Güvercinim Harput'ta Kaldı, Hamasdeğ
  • Fırat'ta On Yıl Harput Hatıraları, Crosby Howard Wheeler
  • Elazığ Harput Müziği, Savaş Ekici, 2009, ISBN 9789753389198
  • Vahe Haig, Kharberd ev anor voskeghen dashte [Harput ve Altın Ovası] (New York: Kharpert Compatriotic Union, 1959).
  1. ^ M. Th. Houtsma. E. J. Brill's First Encyclopaedia of Islam, 1913-1936, Volume 4. s. 915. 
  2. ^ kanal23.com. "Uluova'nın Sınırları Güncellendi". kanal23.com. Erişim tarihi: 28 Nisan 2025. 
  3. ^ Centre, UNESCO World Heritage. "Historic City of Harput". UNESCO World Heritage Centre (İngilizce). 5 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2025. 
  4. ^ Sunguroğlu, İshak (1958). Harput Yollarında (PDF). İstanbul. s. 76. 
  5. ^ Lacey, James (109). Great Strategic Rivalries: From the Classical World to the Cold War. Oxford University Press. ISBN 9789004350724. 
  6. ^ Bezer, Gülay Öğün (1997). "Harput'ta Bir Türkmen Beyliği Çubukoğulları". Belleten. 61 (230): 67-92. doi:10.37879/belleten.1997.67. ISSN 0041-4255. 28 Nisan 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi22 Temmuz 2025. 
  7. ^ HARPUT'UN TARİHİ COĞRAFYASI, Selçuk HAYLİ

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]